KÜL TEGİN YAZITININ “ÇİNCE” YÜZÜ Kül Tegin yazıtının Tabgaç Türkçesiyle yazılmış olan bölümü pek dikkate alınmaz. Bu bölüm Orhun alfabesiyle değil, yine bir Türk yazısı olan ve bugün “Çin işaretleri” dediğimiz yazıyla yazılmıştır. Tabgaç Türkçesiyle nasıl okunduğu bilinmediği için yazıt, Mandarin diliyle okunarak çevrildi. Bu nedenle özel adlar bugünkü Mandarin dilindeki söylenişlere göre verildi. Köşeli parantez içinde de bildiğimiz kadarıyla gerçek Türkçe adları verildi. Bu bölümün önemi, içeriğinde anlatılmak istenenin ne olduğundan kaynaklanıyor. Çin'deki Türk kültürünün, Asya Türk kültürünün merkezi olduğunu gösteriyor. Çin'deki Tabgaç Türk kağanlığının da, Asya'daki öteki Türk kağanlıklarının biat ettikleri bir merkez kağanlık olduğunu kanıtlıyor. Tabgaç Kağanı, öteki kağanları ve teginleri kendi oğulları gibi görüyor ve kendini onların babası gibi hissediyor. Türkçesi: (Çeviren Nur Evey) Özel anıt yazıtı. ...
Kayıtlar
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
NURCULUK DENEN SAYIKLAMA (Hüseyin Nihâl ATSIZ) Dinin bir ruh ihtiyacı olduğunu bilim kabul etmiştir. Daha zekasının pek iptidaî olduğu zamanlardan beri, insanların din sahibi oldukları da bilinen gerçeklerdendir. Zekanın ve bilimin yükselmesiyle dinler de yükselmiş, tek Tanrılı dinlerle dinler çağı kapanmış, din uğruna yapılan korkunç savaşlar ve kırgınlıklardan sonra medeni dünyada din, fertlerin vicdanına sığınmış, bir kanaat olarak saygıdeğer bir yer kazanmıştır. Artık medeni insanlar arasında din tartışması yapılmıyor. Dinler hakkında avamî yazılar değil, ancak bilginlerin etüdleri yayınlanıyor. Medenî insan, başkalarının dini inancına saygı gösteriyor. Kimseyi propaganda ile kendi dinine çağırmıyor. Türkiye”de bir zamandır dine karşı takınılan yanlış tutum, yemişlerini vermeye başlamıştır. Mabedsiz şehir kurmakla övünen budalalar, çirkin harabelerin mabed haline getirileceğini düşünememiştir. Cumhuriyetin başlarında, artık görevi ve faydası kalmamış Arapçı ve Arapçacı so...
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
TENGRİ İNANCI GENEL ÖZET TENGRİCİLİK NEDİR? TENGRİCİ KİMDİR? Tengri sözcüğü eski Türkçede “Tanrı, gökyüzü” anlamına gelen bir sözcüktür. Kökeni çok eskilere dayanan bir söz olup Orhun Yazıtlarında da çözümlenen ilk sözcüktür. Türklerde ve Moğollarda bulunan ortak bir söz olup “insan gibi kişiselleştirilemeyen, karakterize edilemeyen göklerin tini, ruhu” tanımına denk düşer. Bütün bu doğa ve kozmos sisteminin ruhunu ifade eder. Gök sözü ile kastedilen bengülük yani "SONSUZLUK"tur. Sonsuz bir enerji, değişen ve değiştiren ruhtur Tengri. Zamanla kendisi de doğa ile değişir, enerjisini farklı şekilde ortaya çıkarır ve bu karşılıklı etkileşimle doğa da değişir. Bütün bu değişimler Türklerce gözlemlendiğinden, Tengri’nin sabit yasaları ve dogmatik kitapları ya da kilise benzeri kurumları yoktur, olamaz. İşte bu sonsuz güç ile bağlantıya geçip öz yaşamını bu gücün bir parçası haline getirmeye çalışan, doğanın işleyişine saygı duyan ve felsefi olarak kaderci olmayıp Teng...
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
CENGİZHAN ve MOĞOLLAR TÜRK MÜ? Cengiz Han genel olarak Türk olduğu kabul edilir. Cengiz Han Moğolca ayrıca Türkçe konuşurdu. En önemlisi Cengiz Han konuşmalarında kendini Türk olarak tanıtmıştır. Cengiz Han’ın soyu Çinlilerce Türklere dayandırılır. Bu Türkler ise bir bakıma Kök-Türkler’in devamıdır. Moğol tabirini tarihe tanıtan Cengiz Han olmuştur. Kendisinden önce Moğollar'a ne dendiği tam olarak belli değildir. Cengiz Han’ın Moğol topluluğu etnik değil, bir bakıma Osmanlı tabiri gibi siyasî bir tabirdir. Aralarında Türkçe konuşan veya Türk olan boylar ve uyruklar da vardır. Kaşgarlı Mahmud, Tatarlar'ı, ayrı lehçeleri olan bir Türk kavmi olarak göstermiştir. On Üçüncü Yüzyılda ise büyük Cengiz İmparatorluğunu gezen Marko Polo, Tatar kelimesini Türkler'le Moğollar'ın ikisini birden kapsayan bir deyim olarak kullanmıştır. Türkler Tatar’ı Türkler'in bir parçası ve doğu Türkçe'siyle konuşan Türkler olarak kabul etmişlerdir. Âşıkpaşaoğlu, t...
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
ATATÜRKÇÜLÜK İLKELERİ CUMHURİYETÇİLİK Cumhuriyet; egemenliğin halkta olduğu devlet yönetimi demektir. Cumhuriyet, demokrasinin bir uygulama şekli olup, halkın kendi kendini yöneterek, yönetimde söz sahibi olduğu rejim demektir. Cumhuriyetçilik ise devlet yönetiminde cumhuriyetin bulunması demektir. Arapçada halk demek olan "cumhur" kelimesinden gelir. Bu bakımdan, halk ve yönetim kelimelerinin bir araya geldiği "demos" ve "kratos", yani demokrasi sözcüğünün eş anlamlısı kabul edilebilir. Atatürk, Cumhuriyet için; “Türk milletinin karakter ve adetlerine en uygun olan idare” ifadesini kullanmıştır. Cumhuriyet yönetimi 1923 yılından itibaren anayasaya eklenmiştir ve anayasanın birinci maddesidir. Anayasanın ikinci maddesinde de cumhuriyetin nitelikleri belirtilmiştir. Buna göre, Türkiye, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir. Atatürk demokratik cumhuriyeti benimsemiştir. Bununla ilgil...
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
İSLÂMÎYET Müslüman Kimdir? İslam Ne Demektir? Teslim, İslam, Müslüman; Arapça s-l-m kökünden türeyen kelimelerdir. İslamiyet , kelime anlamı itibariyle teslim olmak, boyun eğmek, itaat etmek anlamlarına gelir. Müslim de teslim olan, Allah'a kendini teslim eden anlamlarına gelir. Türkiye'de ise Müslim sözünden ziyade Farsça -an çoğul eki almış ' Müslüman ' kavramı kullanılır. İnancın Doğduğu Yer: Hira Dağı / Mekke - Arap Yarımadası. Kurucusu: Peygamber Muhammed (Abdullah oğlu) İbadethanesi: Cami, mescit ve İslami temizlik standartlarına uygun her yer. Kitabı: Kur'an-ı Kerim. İbadet dili: Arapça. İslam'ın 5 şartı ve İmanın da 6 şartı bulunmaktadır. İslam'ın Beş Şartı: 1- Kelime-i Şehadet getirmek. 2- Namaz kılmak. 3- Oruç tutmak. 4- Zekat vermek. 5- Hacca gitmek. İmanın 6 şartı: 1- Allah'a iman. 2- Meleklere iman. 3- Kutsal Kitaplara iman. 4- Peygamberlere iman. 5- K...